Harikulade… Ben bu kelimeyi yazınca aklınıza ilk kim geldi? Bülent Ersoy! Yok o ” fevlaladenin fevki”. “Harikulade”.. Okan Bayülgen tabii ki…
İşteee günlerden bir gün bu kelimeyi Elif sonunda sahibinin sesinden, sahibinin ağzından dökülürken görmüş ? Yani Okan Bayülgen ile tanışmışşşş…
Neden bu kadar önemli ki?
Bize ne!
Diyebilirsiniz ama işte öyle değil olaylar. Okanım Bayülgenim ile hepiniz gibi renkli kare kutuda tanıştım. Gel zaman git zaman adam haftada 1 iken 2 oldu 2 iken 5 oldu e doğal olarak ve illa ki denk geldi yada bekledim ve izledim.
Okan Bayülgen‘in hayatıyla ilgilenmedim. Acaba kimle evlenmiş, acaba kimle eğlenmiş beni çok enterese etmedi. Ben daha çok onca konukla, onca insanla uğraşırken hiç teklemeden, düşündürüp bir de güldüren adamı hayretler içerisinde izledim.
Günler geçti ve bir gün;
-ulan adam! (burada ki adam, benim adam Fatih) biz bu adamı izliyoruz da sabah yine iş var ve saat 3-4-5 falan…
Bak yine sabahı ettik bu da demek oluyor kiii….
Hadiii iyi geceler.
ZzZZzzzzz…
Diye diye
En sonunda bir pankart açıp fotoğrafımızı çektik onuda mention (#) edip Okan Bayülgen’ e gönderdik. Editörler doğal olarak , nerden çıktı bu manyaklar, ahahaaHaAahh, bak lan adamlara diyerek gülüştükten sonra yayına bizi bağladılar.
Evet ilk buluşmaydı. Yıllardır TV’de izleyip, dinleyip, takip ettiğim, kimi zaman çok pis sövdüğüm, kimi zaman çok pis güldüğüm adamla konuşuyordum!
-Merhabaaaa …
-Senin Yüzünden Çocuk Yapamıyoruz!…
Pankart ve üstüne konuşulanlar, şakalar, komiklikler.
2 hafta sonra tekrar yayındayım. Çünkü ikinci pankartı açıp fotoğraf yollamışım.
-2Hafta Seni İzlemedik Bak Bize Çocuk Yaptık!
Hamileyimm ulannn! Diye haykırdım Türkiye’nin en çok izlenen programında!
Ekşi sözlükçüler mi dersin, uludağcılar mı? İnciciler mi? Bir boy küfür ettiler bana.
-ne biçim kadın!
-yatak odanızdan bize ne!
-evinde yap çocuğunu!
-izleme lan o zaman programı! V.s v.s
Böylelikle hamilelik sendromunun ve hormonlarımın etkisine dayanarak, daha da izlemem, yazmam ne bu be aaaaaa, dedim.
Taa ki;
– Aşkkkk Virgin Radyo’yu aç hemen!
– -Nolduuuuu?
– Aç açççç! Okan var.
– Okan?
– Okan Bayülgen…
– Neyyyy!!! evet vardı gerçekten de ordaydı.
Hemen aradım . E doğal olarak hamilelikmiş, sendromuş, zırt pırt hepsi geçmişti. Karen zaten gelmiş 4 yaşına artık gerisini sen düşün…
Aradım dedim ki;
– Merhaba Okan Bayülgen, Okanım Bayülgenim ben sana yıllar önce pankart açıp çocuk…
Dedim… Birden bir
– Aaaaaaa hatırladım hatırladım bla blaaa
– Bla blaaa
– Lütfen artık buluşalım Okan Bayülgen, Okanım Bayülgenim dedim.
İşte o buluşma anı bu geceydi. Sonunda…
Sahne İstanbul’ da Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası adlı oyuna gittik.
Ben yakama kırmızı karanfil takmak yerine, daha ilgi çekici olsunda adam beni aramak zorunda kalmasın diye kafamı maviye boyayıp gittim. ( zaten maviydi)
Sahne’ ye doğal olarak ilk gidişim. Eğlence anlayışı bizde biraz daha değişik o kafalar biraz uzak bize. Ama konu içinde hem bir tiyatro oyunu, hem Okan olunca gittik. Gayet de eğlendik, katilin kim olduğunu bulmak için gayet ciddi izledik de…
Gelelim tanışmaya;
-Okan Bey. Okan Bayülgen, Okanım Bayülgenimmmm… Diye seslendim
– Ah şekerim, geldiniz mi? Hoşgeldiniz eşin nerede? Falan filan feş mekan…
Sonrası mı? O kadar da değil herhaldeDaha ne anlatayım? Okanımla tanıştım. Belki de size göre bir hiçim, belki de afferim be kadına!yım. Neyse ne.
HERŞEY HAYAL ETMEKLE BAŞLAR…
Biz yıllardır herşeyi hatta her dakikamızı hayal ederek yaşadık. Şimdi hayallerin bir bir nasıl gerçekleştiğine tanık olma zamanı… Teşekkürler harikulade hayaller kurmamı sağlayan tüm insanlar ?
Ne kadar beğenilmiş?
Ne kadar beğendin? Mutlaka söyle bize. Hadi aşağıdaki yıldızlara tıkla...